“Derler ki sevda insanın ahlâkını düzeltir; mademki insanız, bozsa da sevelim.” “Nabizâde o güne kadar hiç ele alınmamış bir konuyu işlemek istemiştir; bu konu değil sade edebiyatçılar, hattâ o devir siyaset ve iktisat buhranını idrâk eden vatanperver aydınlar tarafından da mü şahhas bir şekilde ele alınmış değildi. Nabizâde, Zola’nın ve onun sanatını etraflı bir şekilde bize tanıtmaya çalışan Beşir Fuat’ın tesiriyle ve sadece bir edebî mektep nazariyesine uymak gayesiyle böyle bir konuya ilgi göstermiştir, bir de kendi kitabının önsözünde işaret ettiği gibi naturaliste'lere karşı Osmanlı basınının dar görüşlü tepkisine mukabil, konusunu bu yolda seçmiştir… Karabibik hikâyesinin bitmemiş bir eser mahiyetinde olması, aydınlarımızın Anadolu realitesine tamamiyle yabancı ve lâkayıt olmaları Karabibik hikâyesinin o devirde çığır açabilmesine imkân vermemiştir. Onun için bu eser yazıldığı seneler içinde ve uzun zaman tamamiyle müstesna bir mahiyet taşımıştır.” - Güzin Dino