1954 yılı aralık ayının puslu bir pazartesi sabahı saat yedide, Anvers’in elmas semtine, genç bir Yahudinin yolu düşer. O andan itibaren beklenmedik, tuhaf, şaşırtıcı, kimi zaman dehşet verici, kimi zaman da mutlulukla dolu olaylar birbirini izler. Genç adam için hep sınırda, cennetle cehennemin arasında gidip gelen, endişelerle örülü çılgın bir yaşam serüveni başlar.