Her dedektifin meslek hayatında vardır bu tip vakalardan. Hani, izbe barlarda genç ortaklarına anlattıkları ya da emekliliklerinde hâlâ süren bir dehşet duygusu eşliğinde anımsadıkları türden; hayli kanlı, hayli karmaşık cinayet vakaları olur ya… Yeni yılın ilk günlerinde Glasgow şehri de böyle bir vakayla çalkalanıyordu. Ardı ardına parçalanmış cesetler bulunuyordu, David Bowie konser için şehirdeydi, zengin banliyölerinde sapkın partilerden söz ediliyordu, tersaneler kapanmıştı, arka sokaklar evsizlerle doluydu. Ve gazeteler manşetlerden isyan ediyordu: KANLI OCAK! DAHA KAÇ KİŞİ ÖLECEK! Dedektif McCoy, elindeki ipuçlarını yıkıntılardan malikânelere kadar kovalamakta ısrarlı olsa da oyunu kuralına göre oynaması gerektiğinin farkındaydı artık. Kanunun bile dokunamayacağı kişiler vardı; ölüm yeni bir şey değildi bu şehirde. Sürpriz de olmayacaktı!