Soyut resmin ne olduğunu öğrenmek isteyenlerin hem kuramsal hem de görsel bakımdan ilk başvuru kaynağı olan Wassily Kandinsky, yirminci yüzyıl sanatına damga vuran eserleriyle ve fikirleriyle Batı sanatı tarihinde çığır açan bir ressam olarak tanınıyor. Başarılı hukuk kariyerinde basamakları hızla ilerlerken tüm yaşamını değiştirerek kendini sanata adayan Kandinsky, günümüzde bile pek çok sanatçıya ilham vermeye devam ediyor. Sanat tarihçilerinin yanı sıra bilim insanlarının da eserlerindeki matematiği çözmek konusunda pek çok araştırma yaptığı ressam, yakın arkadaşı ve meslektaşı Paul Klee ile birlikte yaptıkları müzik-resim ilişkisi odaklı çalışmalarıyla yalnızca Batı sanatı tarihinde değil, müzik tarihinde de referans olmayı sürdürüyor. Resim sanatında nesneden bağımsızlaşmanın ilk örneklerini veren Kandinsky, görünür dünyanın ardında saklı olan ve yalnızca duyumlarla algılanabilen tinsel dünyanın betimlenmesi üzerinde çalışıyordu. Görünür dünyanın her bireyin zihninde farklı izler bıraktığını ve resmedilmesi gerekenin aslında bu izlerin ortak noktası olduğunu düşünen ressam, hayatta her şeyin geçici olduğunun bilinciyle geliştirdiği sanat kuramında, her rengin, şeklin ve çizginin özsel, tinsel bir anlamı olduğunu vurguluyordu. En önemli metinlerinden biri olan ve Türkçe baskısı da yapılan Sanatta Zihinsellik Üstüne adlı kitabında bu kuramını ayrıntıyla anlatıyordu. Hayalperest Yayınları’nın “Sanatın Büyük Ustaları” serisine ait olan bu kitap, ünlü Bauhaus Okulu’nun daimi ustalarından biri olan Kandinsky’nin özgün sanat anlayışında öne çıkan noktalara değiniyor. Sanatçının düşüncelerini yansıttığı eserlerinde neyi neden yaptığını açıklayan ipuçları veriyor. Soyut sanatı ve Kandinsky’nin zihinsel dünyasını anlamak isteyen okura, önünde açılan engin ufukta yol gösterecek ilk bilgileri sunuyor.