Gayrı safi yurtiçi hasılayı temel gösterge alan büyüme ekonomisini ve büyüme ideolojisini eleştirince ortama bir şaşkınlık hâkim olur. Birçok iktisatçı ve siyasetçi için büyüme ekonomisinin eleştirisi cahiliye döneminin bir kalıntısıdır. Sürekli büyüme amacı etrafında örgütlenmiş toplumu eleştirmenin, tarihin karanlıklarına, genel yoksullaşmaya ve herkesin herkesle savaştığı bir ortama geri dönmek olduğuna inanırlar. İktisadi büyüme hedefine odaklanmayınca, dünyada yokluk ve sefalet ortadan nasıl kaldırılacaktır? Büyümeme fikri Güney toplumlarında ne anlama gelir? Büyümeme projesini kim destekleyecektir? İşçiler mi, karnı tok sırtı pek bir orta sınıf mı yoksa giderek sayıları azalan köylüler mi? Büyüme ekonomisini eleştirince, buna tepkiler sağdan olduğu kadar soldan da gelir. Serge Latouche, bu kitapta ekonomik büyüme toplumundan çıkma projesiyle ilgili gerçek kaygıların ve yanlış bilgi ve kanaatlerin dökümünü yaptıktan sonra, bu konuda ortalıkta dolaşan hayal mahsulü endişelere son verecek, belgelere dayanan güçlü yanıtlar getiriyor. Hayır, “küçülme” sıfır büyüme demek değildir? Ne taş devrine dönüşü hedefler ne de bizi cemaatçi ve ataerkil bir düzene götürür. Hayır, “küçülme” ne teknoloji düşmanıdır ne de herkesi işsizler ordusuna katmanın aracıdır. Serge Latouche “küçülme stratejisi”ni kanaatkâr bolluk toplumu olarak tanımlıyor. Önümüzde bir gereklilik olarak duran iktisadi ve siyasal dönüşümü, enerji kullanımıyla ilgili değişimi gerçekleştirecek bir toplum projesi üzerine düşünmeye davet ediyor.