Pogaryanlar, Şebinkarahisar'ın Çırdak Köyü'nden İstanbul'a doğru yola çıkarken Rumeli Hisarı'na yerleşeceklerini; Robert Kolej'in kendilerine iş, aş ve irfan kaynağı olacağını bilemezlerdi. Dahası, iki dünya savaşı arasında Cumhuriyet'in kuruluşuna tanıklık edecek; azınlıklara uygulanan haksız politikalara göğüs gereceklerdi. Sürgünlere, göç yollarındaki kayıplara, kendilerine bile yetmeyen gelirlerinden kesilen varlık vergisine dayanabilmek için, sadece sevgiye ve bilgiye sığındılar. Geleneklerine bağlı yaşamlarının zihinlerinde bıraktığı izleri, nesilden nesile anılarıyla naklettiler. Ailenin Rumeli Hisarı'nda doğan bireylerinden Antranik Varak Pogaryan'ın çocukluğundan başlayan ve Robert Kolej'deki eğitimine, cirit atma şampiyonluğuna, Berlin'deki olimpiyatların "heil Hitler" naralarına, Atatürk'le güzel bir Pazar sabahı, bir piknik masası etrafında biriktirilen unutulmaz anılara ve nihayet biricik aşkı İra'yı bulmasına uzanan bu hikaye, dostluklarıyla beslenen insanların hikayesidir. Kan Kırmızı, Pogaryanların bir asrı aşan aile hayatlarının ve Antranik Varak Pogaryan'ın yaşamından otuz yıllık bir kesitin biyografik romanını sunuyor. Üstelik Atatürk'ün küçük Varak'a verdiği adla.