“Gerek düşünce-eylem bütünlüğü, gerekse tefekkürün doğrudan gelenekten alınması ve geleneksel irfani sözlüğün yeniden üretilmesi bakımından Bediüzzaman, Guénon’un ‘okunarak olunamayacağı’nı söylediği arif-i billahlardandır. Arif-i billahtır çünkü, Risale-i Nur, bize, insanın bireysel doğasının sınırlarından nasıl kurtulup İlâhî Akl’a nasıl bağlanabileceğini anlatır. Kâinatı niceliksel bakımdan değil, işari anlamıyla inceler. Kozmosun ilkelerine ilişkin bizi, doğrudan Yaratıcı’ya bağlar, tabiatı gözümüzde saydamlaştırır, böylece her nesne veya olayda ‘arketip’i görürüz.