Sorunlar çok, ayrışmış olmak üzücü, herkes her şeyden şikayetçi, hiç kimse hiçbir şeyden memnun değil. Korkularla sarmalanmış bir hayatla karşı karşıyayız. Dayanışma ve danışma işlevsiz kalıyor. Övgüden hoşlanıyor, eleştirilmeyi hiç sevmiyoruz. Dengeli bir bakış ve düşünme tarzını bir yöntem haline getiremiyoruz. Okumamakta direniyoruz. Genellikle bir kişinin fikirlerine teslim olup sadece onun kitaplarını okuyoruz. Geçmişin birikimlerine, doğru bir yöntemle yaklaşıp ayıklamacı bir çalışmaya yanaşmıyoruz. Tarihi olayların öfkeye ve düşmanlığa dönüşmesine engel olamıyoruz. Yargılayıp hüküm veriyoruz. Çıkarlar sözkonusu olduğunda düşmanlık yapanlarla bölüşmekten ve birlik olmaktan çekinmiyoruz. Emperyalizm, yerli işbirlikçiler eliyle rahat bir yatak bulabiliyor, birçok yerde faşizmin, diktatörlüklerin ve sömürgeci politikaların hukuksuz uygulamalarına engel olamıyoruz. Peygamberimizin yapmadığı işler ve söylemediği sözler üzerinden hayatı anlatılıyor, bu yolla, insanlara kolay ve ucuz bir Cennet vadediyoruz. Sorunları yüreğimizde bir dert olarak taşımıyor, rahat bir uykuyu, problemlerimizi düşünmeye tercih ediyoruz. Bu hakikatleri daha önce “İnsana Yön Veren Değerler” ve “Barışa Yön Veren Değerler” adlı kitaplarımızda uzun boylu anlatmaya çalışmıştık. Daha sonra bu düşüncelerimizi sosyal medya aracılığıyla daha kısa ve etkili cümlelerle anlatmaya davam ettik. Bu kitap, inandığımız temel esasları, kısa ve özlü sözlerle anlatmaya çalıştığımız metinlerden oluştu. Amacımız; hız dünyasının etkisinde kalarak her şeyi, hemen ve olabildiğince kısa sürede isteyenlere, onların anlayacağı dilden anlatmaktır.