Aşkla feveran edip, savrulup durdum. Can çekiştim ama sonunda hayata tutundum. Öğrendim ki, öğrenmem gerekliydi yaşamadan yaşlanılmayacağını. Yaşlanmanın fiziksel çöküş değil, bilişsel yükseliş olduğunu öğrendim. İnsan yaşadıkça değil, öğrendikçe yaşlanıyormuş. Yaşlanmak da, yaşamak da tecrübeymiş aslında. Üç beş senede yaşlandım. Denemeye, tecrübe etmeye karar verdim. Denedikçe yanıldım, yanıldıkça yeniden denedim. Yanılmalarımın yaralarıyla canım yandı, her canım yandığında bir sonrakine hazırlandım. Sonunda savaşmaya başladım, düşman da ben, müttefik de ben. Pervasızca savurdum kılıcımı önce ama yalnızca kendimi yaraladığımı anladım. Toprak kokusunda düştüm dizlerimin üstüne, çamura bulandım. Pes edecekken elini uzattı... “Kazanmadığın bir şeyi kaybedemezsin ki!” dedi.

Benzer Kitaplar