Annemi öldüreceğim gün, sabah yedide uyandım. Uzaktan, bir inşaatın belli belirsiz sesleri duyuluyordu. İçimde hiçbir zaman yeni bir güne başlamanın heyecanını duymamış ben, ben Mahir, ben yarısı yanık yüzüne insanların yolda dönüp dönüp baktığı, kısacık kapkara kolları, kısacık kapkara bacakları, ufacık kafası, çirkin, yamuk yumuk dişleri olan ben Mahir Küçük, annemi öldüreceğim sabah da sabahın bir yerinden düşmüş gibi uyandım. Bu bir roman olsaydı “Annemi öldüreceğim gün, sabah yedide uyandım,” diye başlardı ve tıpkı sizin şu an yaptığınız gibi sabırla o satırları okuyan insanlar dışında hiç kimse, dünyada hiçbir işe yaramayan bu Mahir’in, bu kafası, kıçı kırık iki üç şiir yazmaktan başka hiçbir şeye çalışmayan, bu kimsenin âşık olmadığı, bu köpeklerin bile havlamadığı, hayatında hiç öpüşmemiş, bu sigara almaya bile parası çıkışmayan Mahir Küçük’ün annesini neden öldürdüğünü bilemezdi.

Benzer Kitaplar