Kahve yalnızların temsilidir.Ve çoğunluk kahvenin huzur verici olduğuna inanır. Kim yalnız başına bir kahvenin huzurunu tatmak ister ki... Nokta dan sonra virgül gelmez ama virgülden sonra noktayı koyar insan. Kahvei çaya dönüştüreni sev. Birlikte çay için mesela demli ya da açık fark etmez. Karşılıklı iki lafın belini kırmadan önce göz göze gelip susmayı deneyin. Ben sende önce hep buralarda tek başıma kahve içerdim dercesine bakın ona. Yağmurlar ıslatırken saç diplerimi üşüyen parmak uçlarımla fincana dokunurdum usulca. Ve sen geldikten sonra hiçbir yağmur üşütmedi beni dercesine sarılın ona. Çaylar yudumlanmaya başladıktan sonra kahvenin yanlızlığı çayın o muhteşem büyüsüne dönüşecektir nasılsa. Saatlerin nasıl geçtiğini fark etmeyeceksin. Muhabbetin koyusu çayın demlisi makbuldür açık içip bardağın diğer tarafından görmen gerekmez ki sevdiğini. Direk bakmalısın ve ne hissettiğini bir bakışla anlatmalısın. Bazı insanlar yazıp çizemez bazıları çok konuşsada da anlatamazlar neler hissettiğini. Öyleyse sus! Ve senin gibi hissetmesini sağla. Gökyüzü senin yüzün olmalı mesela. Uçurtmalar uçurmalı gözlerinin içinde. Dudakalarının kıyısında dondurma yiyen bir çocuğun mutluluğu olsun. Ayaklarının yerden kesildiğine şahir olmalısın. Ve bunları hissettirdikten sonra kahvenin gerçekten huzur vermediğini anlayacaksın. Kahveni çaya dönüştüreni seversen eğer yalnızlığın dem almadan yol alabilirsin hayatta....