Gizem’le şakalaştıkları bir sırada, Ufaklık’ın parmağı kolundaki zaman saatinin kırmızı düğmesine değer. Göz açıp kapayana kadar kendilerini, ölüm saçan dev yılanların yaşadığı bir dağ başında buluverirler. O anda ne hangi çağda, ne de hangi ülkede olduklarının farkında değildirler. Yaşadıkları olaylar onları Yılanlı Dağ’dan, bir sarayın zindanlarına sürükler. Burada, Türk tarihinin en ünlü kahramanlarından biriyle tanışır, onunla serüvenden serüvene atılırlar. Sonunda da, Türk tarihinin dönüm noktası olan bir savaşa katılarak büyük bir devletin kuruluşuna tanık olurlar.