Umut, dikenlerini ve jiletlerini savurup cesaretini baltalayan kesici, hain bir şeydi. Umut, korku kadar büyüktü. Bilginin güç olduğu, gücün ise tamamen yozlaştığı bir dünyada tarih yeniden yazılmaya devam ediyor. Büyük Kütüphane, bütün isyanları acımasızca bastırarak ve iyilik adı altında insanların kitaplara kişisel erişimini yasaklayarak, dünyadaki bilgiyi demir yumrukla kontrolü altında tutuyor. Jess Brightwell, Kütüphane’nin kötü ve baştan çıkarıcı dünyasıyla ilk karşılaşmasından kurtulmayı başarsa da Kütüphane’nin ordusuna hizmet etmek hiç de düşündüğü gibi değil. Jess’in kendi hayatı ile birlikte değer verdiği insanların hayatı da sonsuza dek değişiyor. En iyi arkadaşı kayıp, sevdiği kız ise Demir Kule’ye hapsedilerek bildiği her şeyden uzakta bir hayatı yaşamaya mahkûm edildi. Jess ve arkadaşları, kendilerini birdenbire Kütüphane’nin katil otomatları tarafından kovalanırken buluyor ve İskenderiye’den kaçarak Londra’ya gitmeye mecbur bırakılıyorlar. Ancak Jess’in evi eskisi gibi güvenli değil. Galler ordusu yaklaşıyor. Londra alevlere teslim olurken Jess; arkadaşları, ailesi ve mutlak kontrol uğruna herkesi feda etmekten çekinmeyecek Kütüphane arasında bir tercih yapmak zorunda... “Okurun daha fazlası için yalvaracağı büyülü, yeni bir seri.” -New York Times çoksatarı yazar Deborah Harkness