Bizler birer oyuncuyuz yaşam sahnesinde. Ancak aynı zamanda, izleyiciyiz de. Maskemizi (persona) takar sahneye çıkarız. Öte yandan, bu defa insanın kendi kendisi açısından da, iki ‘ben’ bulunmaktadır. Oynayan ben ile izleyen ben. Zeami, tiyatrodaki oyuncu ve izleyici faktöründen yola çıkarak, insanın günlük yaşamdaki konumuna gönderme yapmaya çalışmıştır. Özfarkındalık (self-awareness veya mindfulness), nefsin gözlemi, ‘kendini bilmek’ ile bağlantılıdır. ‘Kendini bilmek’ de, ‘birisi olmak’dan öte, ‘kendi olmak’ ile ilişkili bir durumdur. İnsan, kendi kendisinin eğitmeni, rehberi, yönetmeni, idarecisi olmak durumundadır. Bu, insanın değişimi için gereksinim duyulan birşeydir.