Eski zamanlarda Japonya sahillerinden birinde, Urashima Tara adında genç bir balıkçı yaşarmış. Bir gün sahilde dolaşırken, üç erkek çocuğun yakaladıkları bir deniz kaplumbağasını sopalarla dövdüklerini görmüş. Taro çok iyi kalpli olduğu ve başkalarının hayvanlara eziyet etmelerine dayanamadığı için, ´´çocuklar, lütfen o yakaladığınız kaplumbağayı kendi haline bırakın. O çok zararsız bir hayvandır, kötülük etmeyin. Bırakın yine denize dönsün´´ demiş. Bunun üzerine çocuklar yaptıklarından utanmışlar, kaplumbağayı tekrar denize salıp, onun sevine sevine uzaklaşmasını seyretmişler. Aradan birkaç gün geçmiş ve Taro yine deniz kenarında geziniyormuş ki, uzaktan ´´Taro! Taro! diye bir ses duymuş. Etrafına bakınmış ama, kimsecikleri görememiş. ´´Beni kim çağırıyor?´´ diye seslenmiş. Denizden doğru bir ses, ´´İşte buradayım,´´ diye cevap vermiş. Bunları söyleyen kumların üzerinde sürüne sürüne kendine doğru gelen bir kaplumbağa imiş. Kaplumbağa, ´´Ben senin geçen gün çocukların elinden kurtardığı kaplumbağayım. Denizin dibindeki saraya döndüğümde denizler prensesine yaptıklarını anlattım. O da olanlara çok sevindi ve onu görebilmen için seni alıp sarayına getirmemi istedi,´´ demiş.