Meslek yaşantımın ilk yıllarında çocuklarla daha yakın çalışıyordum; çocuk hastaların, çoğu zaman yetişkinden daha dayanıklı ve güçlü olduklarına şahit olmuşumdur. Hasta çocuklarla iletişim kurarken, en ufak bir oyun, bir tebessüm ve yakınlığın çocuğa hastalığını unutturduğunu bire bir yaşadım; minikler iki dakika içinde hastalıklarını unutup birdenbire hastadan çocuğa -yani kendilerine- dönerler, bana kalırsa bunu sağlayan çocukların biz yetişkinlerden farklı olarak o anı yaşamalarıdır. Mizah ve gülmeyi neden tercih ettiğimize bir bakalım. Duygularımızın bir dışavurumu olan gülme ve ağlamanın, her birimiz için nedenleri değişse de vücudumuzda yarattıkları etki aynıdır. Her ikisi de vücudumuzda dışavurum ve boşalmaya bağlı rahatlama etkisi yaratır. Yunanlılar ağlama ve gülme ile oluşan gözyaşlarının vücutta duygusal anlamda temizleyici etkisi olduğuna inandıkları için hastalara trajedi ve komedi oyunları seyredecekleri hastane tapınakları kurarlardı. Bugün bu hastanelerin kalıntıları Delphi’de ziyaret edilebilir. Eski Ahit’te (Tevrat) “Şen bir kalp ilaç gibi iyileştirir.” denmektedir. Tevrat’ın gelişinden 200 yıl sonra günümüzde; bu sözü kanıtlayan bilimsel veriler elde edilmiş ve hastanelerde acı veren uygulamaların hafızada kalması yerine gülme terapileri ile olumlu hafızalar yaratma çalışmaları başlamıştır. Amaç sadece olumlu hafıza yaratmak değil aynı zamanda iyileşme sürecini de desteklemektir. Yine muhteşem bir his var içimde, makyaj yaparken şeker olarak konuşmaya başladım. Çok heyecan verici bir duygu, daha pudrayı sürerken başka bir kişiliğe bürünüyorum. Bu beni çok heyecanlandırıyor. Çok anlaşılamadı çevremiz tarafından hastane palyaçoluğu, ancak yavaş yavaş bunu başaracağımızı düşünüyorum.

Benzer Kitaplar