Tomáš Sedláček, “Ekonomi iyi ve kötü hakkındadır” önermesini tartışan bu kitabıyla ekonomi öğretisini derinden sarsıyor. Günümüzde katı matematik kalıplara sığdırılmak istenen ekonomi “bilimi”nin, aslında kültürel bir fenomen, uygarlığımızın bir ürünü olduğunu; hem zenginlik hem de ahlak teorisi üzerine yazan Adam Smith’le, yani felsefenin içinde başladığını, tarih, mit, din ve etikle yoğrularak ortaya çıktığını anlatıyor. Sedláček, Gılgamış Destanı’ndan Eski Ahit’e, Descartes ve Adam Smith’ten Dövüş Kulübü ’ne, psikolojiden edebiyata, sinemaya her yerde ekonominin ruhuna ilişkin meta-ekonomik soruların peşine düşüyor: • Ekonominin anlamı ve amacı nedir? • Teknik olarak yapabileceğimiz her şeyi etik olarak da yapabilir miyiz? • Karşılığını ödeyerek iyi olabilir miyiz?