Mayıs ayının ilk gününde kırlarda gezintiye çıkan şair, bir papatyayla karşılaşır. Ona hayranlığını coşkuyla dile getirir. O gece rüyasında bu çiçekle bir şekilde bağlantılı olan Kraliçe Alkestis’i ve Aşk Tanrısı’nı görür. Aşk Tanrısı, şairi geçmişte Troilus ile Cressida’da yaptığı gibi, sadakatsiz kadınları yazmış olması nedeniyle azarlar. Kraliçe ise şairi korumaya çalışır; bundan sonraki eserlerinde aşkta vefa göstermiş, bu uğurda acılar çekmiş kadınları yazmasını emreder. Kleopatra ile başlamalıdır. Şairin tamamladığı hikâyeler Kleopatra, Thisbe, Dido, Hypsipyle ve Medea (ikisi aynı hikâye içinde anlatılır), Lucretia, Ariadne, Philomela, Phyllis ve Hypermestra’nın hikâyeleridir. Chaucer, tarihten ve mitolojiden seçtiği bu karakterleri ustalıkla gizlediği gerçek amacı doğrultusunda yeniden yorumlayıp çok farklı biçimde nakleder. Daha sonra Canterbury Hikâyeleri’nde kullanacağı “decasyllabic couplet” (her biri on heceden oluşan kafiyeli beyitler) biçiminde olan eserin 1385-86 civarında yazıldığı tahmin edilir. Halide Edip İyi Kadınlar Efsanesi için şöyle demiştir: “Ben, Chaucer’ın, elli sene aradığı, tecrübe, müşahede ve azim ile birbirine mezcederek Canterbury masallarında ortaya attığı muhalled [şaheser, kalıcı] san’atını ilk defa bu efsanede sezdim. İlk defa bu efsanede, bir eserin parçalarının birbirine dikişle tutturulmuş değil, birbirine örülmüş olduğunu gördüm.”