“Evet, hastalık başlangıcı. Böğrümü çarptım, o gün ve sonraki gün yine eskisi gibiydim; biraz sızlıyordu, sonra arttı, sonra doktorlar, sonra bunaltı, sıkıntı, sonra yine doktorlar; durmadan gitgide, gitgide yaklaşıyordum uçuruma.” İvan İlyiç’in Ölümü yargı sisteminin üst kademelerine doğru ilerlemiş, sosyetede kendine bir yer edinmek için çabalamış İvan İlyiç’in birdenbire ölümlü gerçekliğiyle, faniliğiyle karşı karşıya gelmesini anlatır. Bireyin ölümü Çarlık Rusya’sının da ölümüdür bir yandan. Fakat Tolstoy’un bu eserinde sadece ölümlerin hikâyesi yoktur; zarif, nükteli ve tedirgin edici bir toplum eleştirisi, dağılan, çöken bir şeylerin haberi ve yeniyi arayışların müjdesi de görülür.