“İstasyon şefinin bisikletinin gevşeyen çamurluğundan çıkan ses, günün başlangıcı demekti İstasyon Meydanı için. Bu sesi bekliyor gibi canlanıverdi meydan. Pencereler açıldı, ayak sesleri duyuldu, aynı anda açılan musluklardan akan sular coşan bir nehir gibi gürledi. Öksürenlerin sesi şarkı söyleyenlerinkine karıştı. Yatağını toplarken yastığını kabartanların ‘pat pat’, pantolonunun fermuarını çekenlerin ‘zıııııt’, karyolasından hızla kalkanların belinden gelen “çıııt” sesleri, bardağın içini dolaşan çay kaşığı tıngırtısı tarafından bastırıldı. Balerin Naci’nin pantolon askılarının göğsünde şaklamasıyla sona erdi bu zincir.”