Hayatı, İslam ve sosyalizm kelimeleriyle özetlenebilen Mahmut Taha, hem bir entelektüel hem de barışsever bir dava adamı olarak idamından yaklaşık yirmi beş yıl sonra bir yalnızlığa terk edilmiş gibidir. İslam’ın sadece resmileşmiş ana akımını muhatap alıp, bunun dışındaki yaklaşımları yok sayan gayri entelektüel yaklaşım, ne kadar derin olursa olsun bu tür farklılıkları görmezden gelir ve bu yolla kendi hakikatinin bir yüzünden de kaçmış olur, bilmeden.