Rasim Özdenören, bir edebiyat adamı olarak, varlığıyla elli yıldır yazı dünyasının içindedir. Elli yıl, bir toplumun hayatı için de, hatırı sayılır bir anlama sahiptir. Hele kendini yeni formlar içinde tekrar ifade etmenin yollarını arayan bir toplum ve o toplumun öz varlığı açısından... Böyle bir perspektiften baktığımızda, Türk öykücülüğünün Rasim Özdenören’in şahsında özgün açılım alanlarından birini bulduğunu söyleyebiliyoruz. Zengin ve şaşırtıcı bir dil damarını keşfederiz onun öykülerinde. O, Türk öykü dilinin işlenmesi kadar, uyguladığı anlatım teknikleriyle Türkçede yeni deneyimler gerçekleştirmiş; bu dili, öykücülüğün farklı imkanlarına açmış bir yazar olarak da görünür.