Oyunun kuralları basit ama zordur. Kendi öykülerimizde haklı çıkmak için, oyunun kurallarını ve çıkış yollarını görmekte zorlanırız. Bir fırsatı değerlendiremeyince tren kaçtı , telafisi zor bir hata yapınca da köprüden önce son çıkışı kaçırdık deriz. Vardır hep bir mazeretimiz. Başkalarının öykülerinde ise çıkışı daha kolay görürüz. Anlatılan öyküyü dinlerken aslında biz kendi öykümüzü dinliyoruzdur, farkında olmadan. Hayat bir oyun ve bizler de oyuncularız. Bizler şikâyet edip mazeret ürettikçe, gerçekleri algılamaktan uzaklaşırız. Yanılgılarımız artar ve oyunun kurallarının dışına çıkarız. Evde, işyerinde ve uğraşımızın olduğu tüm yerlerde, kendi öykülerimizi yaşarız. Günümüz insanının isteklerine ulaşırken uygulayabileceği düşünce modellerini ve yöntemlerini aktaran Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nin içerdiği bilgilerden esinlenilerek yazılan bu kitap, köprüden önce son çıkışı yakalayanların ve tüm iz ve işaretlere rağmen kaçıranların öykülerini anlatıyor. Bu öykülerin kapsadığı tüm bilgiler, zamanla ve mekânla değişmeyen, tüm insanlar için geçerli ve tutarlı olan soyut yasalara işaret ediyor.