Klasikler, ölümsüz oldukları için değil sürekli okundukları için de değerlidirler. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve acemilikler taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafından ağır aksak da olsa okunan, sevilen, hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya da aday. Aşk, dil, kurgu bütün saflığıyla göz kırpıyor. Sayfalarım açıyor. Yeniden... İntibahta, modern Türk edebiyatının kurucularından sayılan Namık Kemal, Ali Bey’in macerası eşliğinde kadın ve erkeğe bambaşka bir açıdan yaklaşıyor. Madden ve manen eşit olmayan insanlar arasındaki ilişkileri kendi roman anlayışı çerçevesine oturtuyor ve ‘insan doğasının yönlendirmesi’ meselesini işliyor. Ali Bey ve Mehpeyker, bu romanın kahramanları olmanın ötesinde atomik kişilikler olarak sonsuza değin parçalanıyorlar. Yine İstanbul’da, İstanbul içinde.