Halil Cibran, 6 Ocak 1883’te Kuzey Lübnan’ın dağlık bir bölgesi olan Bişherri’de, gökyüzüne ilk çığlığını salıverdi. Çığlık, Müslümanlarla Suriyeli Hıristiyanları ayıran sarp Lübnan Dağı’nda yankılandı. Ne var ki Halil’in “engebeli arazi”yle son imtihanı bu olmayacaktı: On yaşındayken kayalıklardan düşüp omzunu sakatlayınca, bütün hayatı boyunca çekeceği bir ağrıya mahkum oldu. Çünkü ailesi, çıkığın düzelmesini umarak omzunu bir haça sarmış ve kırk gün boyunca bekletmişti. Hayranlık duyduğu ve herkesten farklı bir dille anlatmak için senelerini verdiği İsa’ya yakınlaşması da bu zamanlara denk gelmekteydi. Cibran’ın büyük bir gayretle İsa’nın havarilerinden biriymişçesine kaleme aldığı İnsanoğlu İsa, Mesih’in tutkulu bir dille yeniden anlatılan hikayesidir.