“Bu satırları okuyanlarınızın büyük çoğunluğunun insanların bir mitten ibaret olduğuna inandığını biliyorum, ama ben size onların gerçekten var olduklarını bildirmek üzere buradayım. Bilmeyenler için söyleyeyim, insan dediğimiz şey orta zekalı ve iki ayaklı bir yaşam formu; evrenin çok ıssız bir köşesinde yer alan küçük ve sulu bir gezegende, büyük ölçüde yanılsamalarla dolu bir varoluş sürdürüyor.” Profesör Andrew Martin dünyanın en büyük matematik bilmecesini çözdükten sonra ortadan kaybolur. Bir otobanın kenarında çıplak hâlde yeniden ortaya çıktığındaysa kendisi gibi değildir artık. Sanki yabancı bir türün arasında kaybolmuştur ve gezegendeki herkesten nefret etmektedir. İnsanların görünüşleri, yiyecekleri, öldürme ve savaş eğilimleri midesini bulandırmakta, sevgi ve aile kavramları kafasını karıştırmaktadır. Peki, insan türü hakkındaki düşüncelerini ne değiştirecektir? Matt Haig onca karmaşıklığına rağmen hayatın içindeki mutluluğa ve insan doğasına dair alışılmadık bir hikaye sunuyor. İnsanlar, neşeli ve etkileyici bir üslupla “bizi” anlatıyor bize. “Kafa karıştırıcı, heyecanlı, alışılmadık... Matt Haig sözcükleri konserve açacağı gibi kullanıyor adeta. Ki biz de konserveyiz bu durumda.” Jeanette Winterson, Vişnenin Cinsiyeti’nin yazarı