Birilerinin ömür törpüsü gibi didindiği işler vardır, kimsenin farkına varmadığı... Çoğu, şânı öyle yüksek olmayan işler – kimisi basbayağı “itibarsız” sayılan... İnsanların burun büktüğü, inceliğini bilmediği... Ama işte, hepsinin bir inceliği var. İçine dalınacak kendi mahsus alemi var. Ambulansçı, animatör, altın ayarcısı, arşivci, arzuhalci, ağdacı, aynacı, baharatçı, balıkçı, baloncu, büfeci, bulmacacı, çiçekçi, ciğerci, dövmeci, bilgisayarlı falcı, faytoncu, felafelci, fotoğrafçı, garson, hekim, gelinlikçi, atışçı, film satıcısı, hijyen sorumlusu, egzozcu, hokkabaz, hoparlörcü, itfaiyeci, jinekolog, kasiyer, kebapçı, kestaneci, manifaturacı, lostracı, lunaparkçı, magazin muhabiri, şekerci, manikürcü, kaşeci-matbaacı, saatçi, meyve sucu, mısırcı, muhtar, nargileci, perukçu, piyano satıcısı, dansçı, seyyar salıncakçı, simitçi, bar türkücüsü, sinemacı, takı tasarımcısı, taksici, gezi teknesi kaptanı, dansöz terzisi, modelist, turşucu, dansöz, vapur makinisti, veteriner, viyolacı, vücut geliştirmeci, yoğurtçu, nefesli çalgı tamircisi, yorgancı, halıcı, kuru temizlemeci, bilgisayar tamircisi, story-board’cu, spor malzemesi satıcısı, çay ocakçı, Karagözcü, müze bekçisi, caféci, hamamcı, lokantacı... ve “Alaaddin’in sihirli dükkânı”!