Serinin birinci kitabı İmparatorluğun Kızı nda Acomalı Mara en büyük ve tehlikeli düşmanını yenerek aile adını yok olmaktan kurtarmıştı. Ancak Minwanabili Jingu’nun yenilgiye uğratılması Mara’nın sorunlarının bittiği anlamına gelmiyordu. Jingu’nun oğlu Desio ve yeğeni Tasaio aile davasını devralmışlardı. Tasaio, Mara’nın babasıyla kardeşinin ölümüyle sonuçlanan planların mimarıdır. Uzun vadede düşünen ve iyi tasarlanmış bir planın ne olduğunu çok iyi bilen Tasaio dişli bir düşmandır. Bu sırada Mara, Zunlu Kevin’i satın almış ve bir köle olarak evine götürmüştür. Gediğin ötesindeki Midkemia’dan savaş tutsakları olarak getirilen Kevin ve barbar vatandaşları pek de iyi köleler değillerdir. Kelewanlıların sınıf sistemine ya da kölelere bakış açılarına inanmamaktadırlar. İsyankar, kaçmaya eğilimlilerdir ve efendilerine boyun eğmeyi reddederler. Mara yakışıklı köle ve onun tuhaf özgürlük düşünceleri karşısında büyülenmiştir. Çok geçmeden Mara ve Kevin birbirlerine âşık olurlar ve Leydi, Midkemia’daki yaşamla ilgili daha fazla bilgi edinmeye başlar. Kevin çabucak Mara’nın malikanesinde ve onun düşmanlarına karşı verdiği mücadelede değerli bir konuma yükselir. Mara her zaman için öngörülemeyen bir düşünce tarzına sahiptir ve Kevin’in yabancı fikirleriyle kendisininkileri birleştirip düşmanlarıyla dövüştüğü Konsey Oyunu’nda hamlelerini tasarlar. Mara bir kez daha sıra dışı akıl yürütmeler, bol bol şans ve artık yalnızca bir figür olmak istemeyen bir İmparator ile düşmanlarını alt etmeyi başarır.