Çok kısa bir süre Roma tahtında kalan Iulianus, ilginç ve çok yönlü kişiliği ile antik çağdan bu yana pekçok tarihçinin, bilim adamının ilgisini çekmiş, yazın alanında da çeşitli incelemelerin konusu ve tarihsel romanların kahramanı olmuştur. Yazın alanındaki eserler arasında özellikle Ibsen’in İmparator ve Galile’liler adlı dramı ile Gore Vidal’in romanı tarihsel belgeler araştırılarak yazılmış tarih değeri olan birer eserdir. Kendi çağdaşı tarihçilerin verdikleri bilgiler de birbiri ile çok çelişkilidir; çok tanrıcı yazarlar ondan övgü ile söz ederlerken, kilise tarihçileri onu agır bir biçimde suçlarlar. Rönesans’tan bu yana da lulianus, bir yandan dahi olarak nitelendirilirken, öte yandan imparatorluk tahtında bir romantik, dünyaya yabancı bir hayalperest, entrikacı, ruh hastası gibi çeşitli eleştirilere uğramıştır. Özellikle 19’uncu yüzyıl tarihçilerin çizdiği portreler arasında da çok çelişki vardır. Hakkında yazılanlardan başka, otobiyografiye büyük önem verilen 4. yüzyılda yaşamış olan lulianus, kendisi de bize eşine pek seyrek rastlanacak ölçüde çok belge bırakmıştır. Bunlar siyasal, dinsel ve felsefe içerikli söylevler, taşlamalar, çeşitli türde mektuplar ve çıkardığı yasalardır. Zamanının tüm bilgileri ile dolu olan lulianus’un yazıları, özellikle mektupları bizim için büyük bir değer taşır. Çünkü iç dünyasının tüm zenginliğini, duygularını, ideallerini bunlarda içtenlikle dile getirmiştir. Nezahat Baydur tarafından hazırlanan bu eser, geç Roma tarihinin bu ünlü kişisinin yaşamı ve yaptıkları üzerine elimizdeki kaynaklara dayanarak, yan tutmadan, olabildiğince gerçeğe uygun bilgi vermeyi amaçlamaktadır.