Hayat Âdem babamızla başlamışsa, tarihin ilk markası da kesinlikle odur. Bir adı, bir varoluş amacı, bilmesek de özgün bir yüzü, vücut şekli, hiç duymamış olsak da özgün bir sesi, hiç tanımasak da bir kişiliği vardı. O bir markaydı ve tarihin ilk markasıydı. Uzun süren araştırmaları ve düşünme seansları sonucu tarihin ilk markasının Hz. Âdem olduğunu "keşfeden" Serhan Ok, marka kavramının insanın doğasından beslenerek ortaya çıktığını belirtiyor ve bu düşüncesini şöyle ifade ediyor: "Bugün iyi bir marka yaratmak için yapılmak istenen şey, tam olarak markanın hedef kitlenin gözünde bir insan hüviyetine bürünmesini sağlamaktır. Tutarlı ve güvenilir bir insan yaratmak... Prensiplerini, zevklerini ve rakiplerinden ayrışan özellikleri tasarlamak... Ona bir ad, bir ses, bir dış görünüş vermek... " Kendisi de bir marka danışmanı olan Serhan Ok, İlk Marka Hz. Âdem mi? ismini taşıyan kitabında, ortaya attığı bu ilginç sorunun yanıtını kapsamlı bir şekilde veriyor. Ok, iddiasını sağlam temellere oturtmakla kalmıyor, bu bakış açısı üzerinden bir markanın nasıl yaratılacağını, yaşatılacağını ve yönetileceğini de anlatıyor. Marka danışmanlığına gönül verenler kadar kendi markasını yaratıp yönetmek isteyenlere de yepyeni bir pencere açacak olan İlk Marka Hz. Âdem mi?, zengin örnekleri ve vaka analizleriyle meraklılarına ışık tutacak.