...Seni seviyorum, yalnızca seni, her zaman seni, sen ömrüm boyunca soluduğum havasın, kalp atışımsın, içimdeki engin denizsin, balıkların ağıma takılması için yönlendirensin, gecemsin, gündüzümsün, ayaklarımın altındaki yolsun, boynumdaki kravatsın, tenimsin, kayığımsın, kahvaltımsın, şarabımsın, dostlarımsın, sabah kahvemsin, yaptığım resimlersin, resimlerimsin, yüreğimdeki eşimsin, karımsın, karımsın, karımsın... Hikâye, ortasında sarı bir balık resmi olan küçük bir çantayla başlıyor. Çanta anaokuluna başlayan minik Dora’ya ait. O güne dek böyle güzel bir şey görmediğini düşünen beş yaşındaki Luka’nın heyecandan nefesi kesiliyor, o günden itibaren Dora ve Luka ayrılmaz bir ikili haline geliyorlar. Yazları birlikte oynayarak güzel bir çocukluğu paylaşıyorlar, ta ki bir gün ailesiyle birlikte Fransa’ya taşınan Dora, Luka’yı geride bir başına bırakana dek. Aradan 16 yıl geçer ve Luka geleceği parlak, genç bir ressam olur, Paris’te yaşayan Dora ise başarılı bir oyuncu. İki gencin yolu, Luka’nın Paris’te açtığı bir resim sergisiyle yeniden kesişir. Dora ve Luka aşklarını ilk günkü gibi yaşamaya başlarken, Pablo Neruda’ya ve onun şiirlerine olan hayranlıkları duygularına tercüman olur. Sonu belirsiz bu yolculukta onları bir arada tutan tek şey birbirlerine olan tutkularıdır, çünkü gerçek aşk, hiç bitmeyen aşktır... Dora ile Luka’nın hikâyesini okudukça satırların arasından kalbinize incecik bir yol açılacak ve yolunuza aşk çıkacak.

Benzer Kitaplar