Yaşanan krizler herkesi biraz ekonomist yaptı. Sıradan insanlar bile verilere, yaşanan iktisadi değişmelere bakarak kısa sürede tepki verebilmekteler. Elbette hatalar da yapıyorlar. Kimi ülkelerde tüketicilerin, üreticilerin, kısaca iktisadi birimlerin, bu tepkileri sert olmakta, kimi ülkelerde daha yumuşak olmaktadır. Türkiye’de bu tepki süresi hızla azalmaktadır. Bu tepkiler istatistik verilere güven endeksleri ile yansımaktadır. 2016 yılının ilk iki ayında Türkiye’de bu endeksler tepe taklak olmuş durumda. Ekonomik güven endeksi Ocak ayında %16,8, Şubat ayında %14,8 düştü. Güvenin azalmasında terör eylemleri, siyasi çatışmanın keskinleşmesi ve belki de en önemlisi, kurumlara ve yasalara bakışın ülkemizde yarattığı belirsizlik rol oynamaktadır. Yani gene geldik kurumsal yapılanmaya. Bizde bu tablodan hareketle, Mart sayımızı yine “Kurumcu İktisat” ağırlıklı çıkarmaya karar verdik. Bu konuda iki makaleyi arka arkaya yayınlıyoruz. Bozkurt Güvenç Hocamızın “Atatürk’ten İnönü’ye İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye” başlıklı makalesi, sanırım bu konuda bilgi eksiği olan okuyucularımız için, daha da önemlisi bilgisi olmadan konuşanlar için yararlı olacaktır. Funda Barbaros ve Özge Erdölek Koza’nın “İllerde Yaşam Endeksi: Bir Türkiye Panoraması” çalışması, Türkiye’nin aslında neleri tartışması gerektiğini bizlere göstermektedir. İTD okunmak için çıkmaya devam ediyor, abone sayımız, satışımız artıyor, yazar kadromuz her geçen gün genişliyor. Bu başarımızın ardında bağımsız yayın politikamızın olduğunu düşünmekteyiz. James Joyce’ un Ulysses kitabında söylediği gibi, “Başkalarının ne efendisi ne de kölesi olun.”