Jane Austen'ın ölümünden önce tamamladığı son romanı olan İkna, yazarın sıkıntılı yıllar geçirdiği Bath kentinde geçen dokunaklı bir aşk hikâyesi üzerine kurulu. Romana adını da veren 'ikna', işlenen temel konularından biri. Romanın kahramanı güzel, hassas ve iyi yürekli Anne Elliot, kibirli, para ve mevki düşkünü Sir Walter'ın ortanca kızıdır; 19 yaşındayken nişanlandığı ve sevdiği genç donanma yüzbaşısı Wentworth'ten ayrılması için ailesi genç kızı ikna eder. Nedeni, yüzbaşının parasız olması ve soylu bir aileden gelmemesidir. Sekiz yıl sonra genç adam geri döndüğünde, katıldığı savaşlarda kazandığı paralarla servet sahibi olmuş, donanmada da terfi etmiştir. Yirmi yedi yaşına gelmiş olan Anne ise artık evde kalmış bir kız sayılmaktadır. İki genç birbirlerini unutamamış olsalar da Yüzbaşı, Anne'i bağışlamamıştır. Çevrenin müdahaleleri ve ikna çabaları bu kez nasıl bir sonuç verecektir. Jane Austen yaşadığı toplumu ironik ve sert bir dille eleştirirken, 19. yüzyıl başı İngiltere'sine ve İngiliz orta sınıfının aile, evlilik, servet, mevki konularındaki görüşlerine de geniş bir pencere açıyor. İkna'nın hem tuhaf bir güzelliği hem de tuhaf bir durgunluğu var. Jane Austen'ın daha önce hiç denemediği bir şeyi yapmaya çalıştığı hissediliyor. İkna'da yeni bir nitelik var, belki de bu özellik nedeniyle bazı eleştirmenler İkna'ya, 'Austen'ın yapıtlarının en güzeli' demişlerdir. Jane Austen bu kitapla birlikte, dünyanın sandığından daha büyük, daha gizemli ve daha romantik olduğunu keşfetmeye başlamıştır. Virginia Woolf