Smith bir romanın alışıldık olay örgüsü ya da kimlikleri keskin sınırlarla belirlenmiş karakterlerle ilerlemesi gerektiği fikrine meydan okuyor. Geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen İkisi Birden, zamanı algılayış biçimlerimizdeki sanatsallığı yakalıyor, sanatın onunla karşılaşanları ve onu yapanları nasıl dönüştürebileceğini araştırıyor. En geniş anlamıyla “gözetim”in ana temalarından biri olduğu romanda, görmek ve görülmek karakterlerin hayatlarını kökünden değiştiriyor. Varoluşumuza dair ikilikleri sorgulayan roman, ne biri ne de öteki olmayı arzulayan insanın ikisi birden olma imkânına işaret ediyor. Ali Smith bir kez daha büyük bir ustalık ve yaratıcılıkla romanın sınırlarını genişletiyor.