Sultan, Osman’a, “Bu Sherlock Holmes için çok başarılı bir gün oldu,” dedi, camiye girmek için arabadan inerken. “Helen Stoner adında genç bir kadının ve Abdülhamid adında bir hükümdarın hayatını kurtardı.” Arthur Conan Doyle bir röportajında, en sevdiği Sherlock Holmes öyküsünün “İkinci Eş Serüveni” olduğunu söyler. Ne var ki böyle bir öykü yoktur ve ünlü dedektifin hayranları yıllardır bu muammayı çözmeye çalışmaktadır. Bu takıntılı okurlardan biri de Baker Sokağı’nda oturan bir doktordur ve Osmanlı uzmanı akademisyen Leyla Arslan’la birlikte kayıp metnin peşine düşer. Gizem Buckingham Sarayı’ndan Yıldız Sarayı’na uzanırken, arayışları beklenmedik başka sırları da açığa çıkaracaktır... Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan gazeteci Andrew Finkel, İkinci Eş Serüveni’nde tarihin en ünlü dedektifi Sherlock Holmes ile onun büyük bir hayranı olduğu bilinen II. Abdülhamid’i bir araya getiriyor. Bir katilin yerine bir metnin peşine düşen bu sıradışı dedektiflik romanı, iç içe geçen hikâyelerle bir labirent anlatıya dönüşüyor.