Psikolojik Savaş, hedef kitleleri yıkıma uğratmak, moralini bozmak veya algılarını kontrol altında tutarak yönetmek maksadıyla yapılan silahsız bir savaştır. Propaganda ise Psikolojik Savaşın en önemli aracıdır. Propaganda, düşman tarafından yapılırsa kandırıcı, kendi tarafımızdan yapılırsa, koruyucu ve inandırıcı nitelik taşır. İkinci Dünya Savaşı sürecinde özellikle Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Müttefik ve Mihver Devletler, birbirlerine ve tarafsız ülke konumunda olmasına rağmen Türkiye’ye karşı yoğun propaganda faaliyetleri yürütmüşlerdir. Türkiye, kendisine karşı yapılan propaganda faaliyetlerine sessiz kalmamış, karşı propaganda faaliyetleri yürütmeyi başarmıştır. Müttefik Devletler, Türkiye’ye karşı kalabalığa katıl, tren etkisi, parıltılı genellemeler propaganda yöntemlerini kullanırken, Mihver Devletler, Türkiye’ye karşı bir otoriteye referans, tanıklık, özdeşleşme, korkuya başvurma propaganda yöntemlerini kullanmışlardır. Türkiye’nin karşı propaganda taktiği ise Müttefik ve Mihver Devletlerin bakış açısına göre değişiklik göstermiştir. Türkiye, Müttefik Devletlere parıltılı genellemeler propaganda yöntemini kullanırken, Mihver Devletlere doğrudan doğruya çürütme ve kısıtlayıcı tedbirler gibi karşı propaganda yöntemlerini uygulamıştır. Bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı Dönemine ait Türk ve İngiliz arşiv belgeleri, gazete ve dergileri ışığında bu dönemde uygulanan Müttefik ve Mihver Devletlerin propaganda faaliyetleri ve Türkiye’nin karşı propaganda faaliyetleri ele alınmıştır.

Benzer Kitaplar