Mehmet Altan bizi uzun soluklu bir yolculuğa çıkartıyor kitabında. Ama bu yolculuk sadece "fikir" yolculuğu değil, Mehmet Altan'ın anılarını, yaşadıklarını da barındırıyor. Oradan oraya sıçrıyor; çocukluktan âşık olduğu kadına, Paris cafelerinden hapishanelere, anne köftelerinden komünizm tartışmalarına uzanan, herşeyin birbirini etkilediği hayatın izlerini sürüyor. Çıktığımız bu yolculukta kimler yer almıyor ki Turgut Özal, Mehmet Barlas, Uğur Mumcu, Ercan Arıklı, Bülent Ecevit, Sadun Boro, Hasan Cemal, Eser Karakaş, Fikri Sağlar... Yaşar Kemal'le dondurmacıya gidilip, Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya şiir dokunuyor. 15 yaşında âşık olduğu Ümit'le 18 yaşında evlenen, babası Çetin Altan'ı süpermen zanneden, annesi ölünce ölümden korkmaya başlayan Ahmet'in kardeşi, Zeynep'in abisi, Ömer'in babası, Marksist-Liberal bir gazeteci - akademisyenin maceraları...