Her taraf kapkara. Yıl 1860, Mart ayının dokuzuncu günü. Kara kara bulutlar göğü kaplamış. Denizde ilerlemek gittikçe güçleşiyor. Görüş mesafesi birkaç kulaca inmiş. Bu hava şartlarında Slugi adlı küçük bir tekne, tüm gücüyle denizde ilerlemeye çalışıyor. Bu yaklaşık yüz tonluk bir tekne. Gece saat onbir. Bu enlemde, Mart başında geceler kısadır. Ama gecenin sona ermesi teknenin batma riskini azaltacak mıydı? Onu batmaktan kurtaracak tek şey fırtınanın dinmesi, dalgaların yatışmasıydı. Aksi halde okyanusun ortasında sulara gömülüp gidecekti. Slugi’nin arka güvertesinde dört çocuk, en büyüğü on dört, öteki ikisi on üç, zenci Miço ise on iki yaşında var yok. dümen dolabına sımsıkı yapışmış, dalgalara karşı koymak için çabalıyorlardı. İşleri oldukça zordu. Bir ara dalgalar öyle bir şiddetle çarptı ki, çocukların hepsi yere savruldu. Neyse ki kısa sürede toparlanıp ayağa kalkabildiler..