Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ın “merhaba kâinat” dedikleri sabahın, 6 Mayıs 1972 sabahının üzerinden elli yıla yakın bir zaman geçti. Toplumların tarihi bir yana, insan ömrü açısından bile fazla uzun bir süre sayılmaz bu. Tarihin soğukluğuna gömülmeye, duygusallıktan arınmaya yetmeyecek kadar kısadır hatta. İdam Gecesi Anıları birinci elden bir tanıklık. Bu tanığın, avukat olarak bütün dava sürecinin içinde bulunan ve onlar son sözlerini haykırdıklarında bunu bizzat işitenin Halit Çelenk oluşu, İdam Gecesi Anıları’na bir belgesel niteliği kazandırıyor. Yalnız siyasal değil, hukuksal yönden de hayli tartışmalı ve artık bulunamayacak olan “karar” metinlerinin de bu kitapta yer almış olması, bu belgeselliği güçlendiriyor. Kitabı okudukça geçmişteki bazı karanlık noktalar yavaş yavaş aydınlanıyor. Yakın tarihimizin en karanlık gecelerinden birine tanıklık etmiş olan Halit Çelenk’in anılarını okumak, aynı zamanda Türkiye tarihinin bir dönemiyle de yüzleşmek anlamına geliyor.