Putperestlik, heykele tapmak değildir; yakuttan, hurmadan, tahtadan, hamurdan yapılan bir heykele ibadet etmek değildir. Putperestlik, sosyal durumu tanrılar ve din aracılığıyla meşrulaştırmaktan ibarettir. İbrahim, putları kırmak ve putperestliğe karşı ayaklanmakla sadece Mezopotamya’nın güneyindeki Ur şehri halkını, Babillileri kurtarmadı. Bu yüce ve görkemli hikâyeyi, böyle bir düşünceyi ne kadar da küçültüyorlar! İbrahim, insanlık tarihinde meydana getirilen o büyük yalanın, bir grup tarafından kurulan o zulüm sisteminin karşısına dikildi. İbrahim, işkencelere, eziyetlere, mahrumiyetlere, onların tesis ettiği kan dökme, zorbalık ve haydutluk tarihine karşı mücadeleyi başlattı.İbrahim, bu statükoya, bu durumu tanrılar ve din adına sürdürmek ve insanlığı onun doğallığına ve kutsallığına inandırmak isteyen sisteme karşı ayaklandı.İbrahim, bu başkaldırısıyla insanlığın bu büyük yalana kanmasına fırsat vermedi. Aristo’dan daha çabuk davrandı. Bugün 19. ve 20. yüzyılda bile hâlâ Fransa’da ve İngiltere’de Aristo’nun: Bir grup aşağı ırk, bir grup da üstün ırktır; insanlar böyle yaratılırlar. sözüne inanan filozoflar vardır.İbrahim, bu felsefî yalana karşı çıkan dâhilerden binlerce yıl önce sahte dindarların bu kurnazca ve tehlikeli yalanına karşı çıktı. İbrahim, toplumda zulüm ve ayrımcılık vasıtası yapılan ve bireylerin değişik haklara sahip olabileceğini gösteren dini yıktı ve tevhidi ayağa kaldırdı. Tevhit, herkesin bir tane Tanrı’sının olması, yani herkesin sadece insan olması demektir.