O temiz kalpli kız’ın yerinde olsam pastadan evlerin bulunduğu ormana giderdim. önce pastaları, yetmedi, ormanı yerdim. masal ya, bir an önce yerdim. Ki birçoğu görse: “kaç bin takım yemek odası, kaç milyon dolap, yatak odası ve koltuk sandalye, yemek masası dolu bir yer!” diyebilir. kurtaramazsın. ağacın içi mobilya zannederler. bilmezler ağacın içi de ağacıdır. Fakat orman çok uzakta olmalı ki o temiz kalpli kız da niyetlenmiyor hiç. olur mu. oysa hiçbir yer yeterince uzak değil. ne feci, nereye gitsen yakın. mesela bana yetmiyor. Uzak bir yerde, üzerinde, yemek masaları, dolap, sandık, yatak odaları yetişmiş bir arazi, hâlâ orman donunda sabrediyor olabilir. evlerini; kreması küflenmiş, pastası çürümüş de olsa -masal bilen birisi için- hâlâ saklıyor olabilir. Yakın olmasa giderdim.