pazar gününde bir sobaharın vurmuşum kendimi serin sırtımda palto başımda kasketim gözlerimde ışıklarla oynaşan zarif dansı gölgelerin kulaklarımda kederli nağmeleri ayrılık şarkılarının dökülen yapraklarla savrulan çırpınışları gibi gömleğimin sessiz salmışım rüzgârın asaletine yalnızlığımı çaresiz koymuşum cebime düşlerini şehrimin yürüyorum yaşam boyu bir akşam üstü hüzünlü şarkılar sokağında her yanımdan tüten hasretiyle gençliğimin ve nereye gittiğini hala bilmeden ömrümün