''Hurmacılığın Akdoğanı'' Yesili Hoca Ahmed üçlemesinin ikinci kitabıdır. ''Bizim kılıcımız kesmek için değil, kesen kılıca; ''Kesme'' demek içindir. Korkutmak için değil, korkutan kılıca; ''Korkutma'' demek içindir. Korkudan kaçılır, sevilmeyenden de.. Ancak sevilene koşulur. Tanrı sevgidir, sevmektir. Sevmek yücelmektir; Tanrı’ya ulaşan en kısa yoldur. Allah’ı seviniz; ruhunuzun arındığını, bedeninizin sükuna kavuştuğunu göreceksiniz.'' ''Kendini günahlı sanan herkese kapılarımı açıyorum. Bütün umutsuzları çağırıyorum. Nerede yoksul, itilmiş, kakılmış; bir köşede unutulmuş; nerede ezik varsa ona sesleniyorum: Bana gelin, ben sizi değil, siz beni arındıracaksınız.'' ''Türkçe söyleyeceğim. Tanrı’nın sonsuz güzelliğini Türk’e, Türkmen’e başka hangi dil ile anlatabilirim? Ve sevgiyi, Türkçe’den gayri hangi sıcak dil ile söyleyebilirim?. Türkçe güzel dildir, zengin dildir. Bir gün gelecek, herkes Türkçe öğrenmeye can atacak. Oğuz Soyu birbirinden kopmamalı! Kendi konuştuğunu bir özel dil bellememeli! Türkçe’dir akan nehir, o nehri denizlendirmeli; hepimiz o nehrin suyundan içmeliyiz.''