HONG KONG 1980-2000 Hong Kong’un kuruluşu sömürgeciliğin belalı etkilerinin kolay gözlemlenebildiği bir zaman aralığında gündeme geldi. Çin’in yenilgisiyle sonuçlanan 1839-42 Afyon Savaşı sonunda Çin denetimsiz afyon ticaretine açıldı ve bugün Hong Kong limanının üzerinde konumlandığı adayı da, daha sonra geri verilmek koşuluyla, Büyük Britanya’ya bıraktı. 2. Dünya Savaşı sonuna dek kent çok hızlı bir büyüme göstermedi. Asıl atılım, Doğu Asya mucizesi denilen büyük ticari-endüstriyel değişimle başladı. Bu dönüşüm, kenti Batı sermaye piyasaları ile Doğu Asya merkezleri arasında bir aracılık noktası haline getirecekti. Çin’in kapitalist sisteme entegrasyonu Hong Kong’un daha da fazla önem kazanmasına yol açtı. Kentin 2000 yılında Çin’e iade edilmesi de bu konumuna zarar vermeyecekti. Hong Kong’u büyük büro binaları ve banka genel merkezleriyle dolduran değişim bu ekonomik bağlamda gündeme geldi. Yine de, çağdaş Hong Kong’un dünya ölçüsünde önemli bir mimarlık üretimiyle değil, birticaret merkezi yapıtaşmasıyla karakterize olduğu belirtilmelidir. Burada Foster’ın Hong Kong & Shanghai Bank’i gibi binalar istisnaidir. Kent, korkunç bir yığışma içindeki büro yapıları ile apartmanların tanımladığı birfinans cenneti niteliği gösterir. Çağdaş Hong Kong mimarisi ise çarpıcı olabilir; gelecek bağlamında düşünülmeyi bekleyen ipuçlarını barındırıyor olabilir; burası gerçek bir küresel kent adayı da sayılabilir. Ama, mimari/kentsel çevre açısından söylenebilecek en doğru söz, Hong Kong’un yaşayan bir distopya olduğudur.

Benzer Kitaplar