Yeni yıl arifesinde günümüz Berlin’i. Bir mobîl telefon şirketinin çalışanı; Matthias Honecker, arabasının, kahve makinesinin ve diş kaplamalarının kendisine ihanet ettiği bu dünyadan bıkmıştır. Tam depresyona girecekken trend bir entelektüel olan karısı da kendisine ilk çocuklarını armağan eder. Evlilik krizi mi, korkulan bir olgunluğun ilk boğuntuları mı, yoksa ümitsiz ve ürkek bir isyan atılımı mı? Rüzgâr nereden eserse o yana sürüklenen bu otuzluk adam, şimdi bir yandan karısına söz verdiği gibi evini taşımalı, bir yandan da kaprisli bir patronun çalışanlarına dayattığı, yılbaşı gecesi Berlin’in çok uzağında, Pomeranya sınırında verilecek sahte şölene katılmalıdır. Belki de ilk kez, varoluşsal bir başkaldırıya cesaret etme cüretini gösteren Honecker’i, kaderin kendisine hazırladığı şaşırtıcı deneyimler beklemektedir.