1947'de Hindistan’ın parçalanarak bağımsızlaşmasının ertesinde ülkede kalan Müslümanların en önemli siyasi temsilcisi Cemaat-i İslami Hind oldu. Seyyid Ebu'l A'lâ el-Mevdudi tarafından, Hint yarımadasında İslami değerleri yayma amacıyla 1941 yılında kurulan Cemaat ve öğrenci yapılanması 'Hindistan İslami Öğrenci Hareketi (SIMI)' 11 Eylül’den beri Hint güvenlik güçlerince 'Teröre Karşı Savaş'ın bir cephesi haline getirildi. Müslümanların vatandaştan önce terörist farz edildiği bu yeni düzende SIMI, Hindistan’da bombalı terör eylemlerinin arkasında olmakla suçlandı. İrfan Ahmad'in incelemesi İslamcılık’ın demokrasiyle karmaşık ilişkisini araştırırken, Müslümanların azınlık konumunda bulunduğu bir bağlamda İslamcı gidişata dair incelikli bir perspektif sağlıyor.