Otuz bin kişilik ordu Hüseyin’in çadırını çevreledi, taşkın bir sel gibi akmaya, kaynamaya başladı. Atların ve insanların çığlıkları karıştı, çölde yankılandı. Zeynep çadırda, hasta olan Zeynel Abidin’in başındaydı. Hemen dışarı fırladı. Düşman birlikleri çemberi daraltıyordu. Hüseyin’in çadırına koştu, “Kalk kardeşim kalk,” dedi, “Olanları görmüyor musun? Bak neler oluyor?” Hüseyin, “Sakin ol,” dedi, “Şimdi dedemle konuşuyorum. Bana ‘Hüseyin’im,’ diyor, ‘Yakında bana geleceksin, cennette birlikte olacağız, ayrılık sona eriyor.’” Her Yer Kerbela, Peygamber Efendimiz’den gelen kutlu soyun uğradığı zulme ve Kerbela’da yaşanan o yürek dağlayıcı olaya ışık tutmaya çalışan çeşitli konuşmalardan oluşuyor. Seyyid Hüseyin Nasr’dan Abdulkerim Süruş’a, Reha Çamuroğlu’ndan Hüseyin Hatemi’ye, Alevi dedelerinden Caferi cemaatinin kılavuzu Selahattin Özgündüz'e kadar birçok ehl-i beyt âşığı ve uzmanı ile yapılmış olan bu söyleşiler, Kerbela’da Hz. Hüseyin’in insanlığa verdiği dersi gözler önüne sererek gönüllerdeki ehl-i beyt sevgisini derinleştiriyor.