Son dönemlerde, toplumsal yenilenmenin imkansızlığı, yaşamı değiştirmenin beyhudeliği duygusu Türkiye solunun üzerine çöreklenmiş görünüyor. Ne yazık ki, umutsuzluk, çaresizlik, pusulasızlık aşılayan, pratik mücadeleyi küçümseyen, sinik bir anlayış yaygınlaşıyor. Geçmişe sığınma, o şanlı günlerde teselli arama eğilimi de güçleniyor. Marx’ın 11. tezinin irade beyanı sayılabilecek, Avrupa Sol Partisi’nin Evet, Avrupa’yı değiştirebiliriz sloganına kulak vermeye, yüksek sesle Türkiye’yi de, Türkiye’yi de diyebilmeye ihtiyacımız var. Türkiye sosyalistleri silkinip ayağa kalkmak, kabuğunu kırabilmek, kitlelere yeniden umut verebilmek için fikri bir yenilenmeye hazır olmalı. Ama öncelikle kendine güvenini, sosyalizmin tarihsel misyonuna inancını tazeleyebilmeli. Bedbinliği, yenilmişliği, savrulmayı, entelektüellik sayan zihniyetten sıyrılabilmeli.