Novalis bu ünlü eserini ruhun akustiği diye betimler ve bu roman mavi bir çiçeğin tüm romantik gizemlerini içerir. Yirmi yaşındaki delikanlı Heinrich, bir gece rüyasında mavi çiçeği görür. Açık mavi renkteki bu çiçek delikanlıya doğru eğilince yapraklarının arasında beliren zarif kız yüzünün kendisinde yarattığı olağanüstü hislerle dolan delikanlının, artık en büyük arzusu bu çiçeğe kavuşmak olur. Annesiyle birlikte çıktıkları yolculukta karşılaştıkları kişiler onun ruhunu aşka ve sevgiye hazırlar. Sanatçının oluşumunu ve gelişmesini destekleyen bu yolculuk sonunda vardıkları büyükbabasının Augsburg'daki evinde delikanlının gördüğü rüyanın derin anlamı açıklığa kavuşur. Heinrich'in iç deneyimleri, aşk ve şiirin yeryüzündeki görüntüsü sayılan sevgilisi Mathilde ile karşılaştıktan sonra gerçeklikle birebir örtüşünce sanatçının oluşumu tamamlanmış olur. Yolculuk esnasında karşılaştığı tüccarlar ona şiir sanatı hakkındaki duygu ve düşüncelerini aktarır. Haçlı Şövalyeleri ile karşılaşmasından doğan savaş ruhu Doğulu kız Zulima'yı görünce yumuşayarak yerini hoşgörüye bırakır. Madenci, delikanlıyı doğanın gizemleri konusunda aydınlatırken, münzevî tarihin anlamını açıklar. Büyükbabası Schwaning'in evinde tanıştığı rüyasındaki sevgilisi Mathilde'nin babası ünlü şair Klingsohr, Heinrich'i şiir sanatının incelikleri konusunda eğitir. Romanın birinci kısmı Klingsohr'un anlattığı masal ile son bulur. Bu masal, romanın birinci ve ikinci bölümleri arasında aracılık görevini görür. Klingsohr'un Heinrich'e verdiği teorik dersin bir tamamlayıcısı olması ve romanın ana fikrini pekiştirmesi yönünden büyük önem taşır. 

Benzer Kitaplar