Devletlerin güç ve ihtişam simgelerine ihtiyacı vardır. Silah veya altın gibi cansız metaların yaydığı azamet havası yetersiz olduğu için egzotik hayvanlar devletin yabancı ülkeleri fethetmesinin ve onlar üzerindeki iktidarının sembolleri olarak kullanıldılar. Hayvanat bahçeleri yüzünden hayvanlar; vahşi doğadan koparıldı, habitatlarından ve ailelerinden ayrıldı, hapsedildi, satıldı, nakledildi, kafeslere kapatıldı, çeşitli uygulamalara tabi tutuldu, eziyete maruz kaldı, insan odaklı bir şekilde kategorize edildi ve devamlı insan gözetiminde tutuldu. Dolayısıyla hayvanat bahçeleri hem devlet iktidarının hem de türler arası iktidarın uzantısı ve örneğidir. Malamud şöyle yazar: “İnsan ve hayvanların teşhiri, emperyalizmi somutlaştıran kültürel saplantıları gösterir. O numuneleri elde etmek için gereken gücü ve fethi yüceltirler, ticaret ve ekonomik sömürü dinamiklerini içselleştirirler ve kitlelerin imparatorluktaki konumunu dolaylı yoldan pekiştirerek onları emperyalizme dahil ederler. Modern hayvanat bahçeleri, emperyalizmin ötekiyi teşhir etme ve izleyiciyi imtiyazlı bir pozisyona sokma geleneğinin bir kopyasıdır. İzleyici istediği zaman gelebilir, izleyebilir ve gidebilir; oysa [hayvan] orada kalmak zorundadır.”

Benzer Kitaplar